kırmızı ciltli kitapların
kanımızda dolaştığı bir vakitte gel
dinlerken bulutlar gözlerimizi
söz söze oturalım minderde gel
yaz, diriliş kitabı yazarken ekinlerle
yaşamak gereğini yazalım
Hakk’ın sesini tahsil eden çekirgelerde
pervanelere kanat yapalım gel
semâ neymiş tanıtalım kuşlara
kusurları bir anne gibi örten gecelerde
hilalden dinleyelim aklından çıkmayan kamer hadisesini
sokak lambaları gibi mahçup bakarken önümüze
yıldızların gün yüzü hasretiyle gel
ey mevlana'nın gülü
yunus’un yürüdüğü vadiye
esmer yüzünde taşıdığın rahle izleriyle gel
tablacılar fiyat biçerken dünya pazarında
mücahit örgülü yüreğimizi
minareler giydirsin kurşun geçirmeyen elbisemizi
diz kapaklarımız taşlarken putları
avuçlarımızda yüzdürelim Nuh'un gemisini
ufuklar toplayınca tarağını tasını
yollara biriktirdiğim hasretimle gel
çocuklara günah parselleyen kibirli katedrallere
ovalar kadar büyük laf taşırken dünyâperestlik
gel uyandıralım kelebekten yapılma umudu
alnımızdan uzatalım tuba dallarıyla öksüzlere
yetimlere peygamber yalnızlığını anlatırken
yaramızdan aralayalım gökyüzünü
toroslara düşen karla ısıtırken sürgünü
sağ göğsümdeki kalbinle gel
yedek kalbimle gel
Yorumlar
Yorum Gönder