nerede
beni her sabah yorgun düşüren hayretim
kahramanların ve zarif kahpelerin ardından,
dalıp giden gözlerim
nerede.
bir kaçkını, bankamatiklerin altına saklayan serinlik
kaçkının koynunda korkudan bir bıçak.
koyverin her durakta aşkı sendeleten beni
çünkü yakışmıyor bana
onlar giderken yazgıma üşüşen leke,
ilk yeminimden beri gücendirdiğim allah
devletin çılgınca güldüğü bir şakadır
yaşlıların koltuğunun altına sıkıştırılmış su faturaları.
meraktan talan edilmiş kız yurduna gelen mektup
nerede.
biraz kal, barış kal,
siirt yüzünden elleri tütün kokan köylü çocukları
içtimaya toplarken bir kumandan küfürle
terhis et öyle kal.
benim suçum değil ki sen mutlu olma diye
hatasız yüzüne attığım iftira
hayır
kalmadı kurtulma ümidim
üşüyen parmaklarımdan razı değilim
razı değilim
mesela piçlere kalacak bu densiz dünya
hem yakışmıyor bir güzele vapura yetişmek için koşmak
endam kalmıyor
önce boy sonra pos
yaşamak iyi gelmiyor hiçbir sancımıza
söyleyin
sarsıcı bir sırrı öğrenince
övünerek başkalarına anlatan halk bizim neyimiz olur
işte ben
bütün bu gereksiz sebeplerden sıkılırken yaşamaktan
sabah kalkınca intihar etmeyi unutacak kadar dalgın
kötü yola düşen şiire düştüğü için
ne cesaret eden
ne giden
kundaklanır caz, ismini veremeyen seyirci
bahsedilen o trajik mevsim
bir aşkta elbette iki ceset olmaz
Yorumlar
Yorum Gönder