biri saati soruyor
sen ölüm sonrasını anlatıyorsun
gözlerinde tarifsiz müfrezeyle
o birinin gözlerini cevaplıyorsun
uzun parmaklarınla hiçbir millete tutunamıyorsun
ölümü bekleme durağı diyorsun güze
yılda üç yüz altmış beş gece ölüyorsun
tüm sorulara bir avuç gökyüzünü sunuyorsun
sokaklara adını veriyorlar
başını vuracak sağlam duvarlar arıyorsun yok
yok yağmur sonrası hüzün kokusu
yol uzun bir martı: "deniz görünmez oldu" gülüyorsun
gülmeyi en iyi sen biliyorsun
çünkü ağlamayı senden öğrendi balıklar
ve unutmayı dalgalı saçları tuzlu dudakları
ama şimdi kimsenin yüzünde gök
gözünde su izi yok
yok ve sadece simurg
sadece ateşe uçan kuşlar
dibi yok zamanın saat mezarı çalıyor
bir avcı yeleği bile öldürebilir seni
gidiyorsun
Yorumlar
Yorum Gönder