şüphemden başka güveneceğim hiçbir duygum
kalmadı artık
ayaklanmaya hazır bir suskunluğu
tedirgin ettiğim sabahlar
güneşi ve Allah’ı alnıma sürüyorum
keşke bir ihtimal daha olsaydı diyorum
bir ihtimal;
bize sabahın bir an önce olmasını
istetecek kadar coşkun
ve yaşıyor oluşumuzun intikamını
en yakınımızdakilerden alacak kadar karışık.
olmuyor
ben, metroda oturacak boş koltuk bulunca
rahatlayan ve hafifçe gülümseyenlerin
bu küçük kazançlarına yaptıkları
mutlu mimikleri yüzünden
bütün durakları kaçırırken
o zaman aklıma düşüyor
zaten yanlış bir durakta yıllardır beklediğim
biraz dindar, biraz az dindar, biraz hiç dindar
olduğum zamanlar
öyle çok görmek istiyorum ki
bıçağı çekip şahdamarıma bakıyorum
görüyorum,
gördüğümden şüphe ediyorum
tek başımalığıma güvenerek
peki, ne yapacağız sorusunu sorarken
sabah, öğlen, ikindi ve tüm vakitlerde
anlıyorum ki sessizlik sadece O’na mahsus.
bir asfaltın
baktıkça vertigoya sebep olan uzunluğu gibi şu tabureler
buralar
bir babanın ağlarken gözlerini çocuklarından
kaçırmasını
anlamayanlarla dolu
bütün bunlar olurken
ben de çaba gösterecek bir şey bulsaydım
gülmeye acı düştü mü bir kez
dizlerinden vurulmuş bir hayat kadar
koşmaya başlardım
Yorumlar
Yorum Gönder