Eylülde Yakılmış Güz Çocukları - Bülent Parlak

serçeler nazlı olur artık bir selam versen
sana 
yeniden dirilmiş annemi seyreder gibi bakardım
çehremde bir sürü göz 
havari gibi, anons gibi, çarpıntı gibi
roma yıkılırdı yanımda 
dönüp bakmazdım; 
ilkçağ, ortaçağ ve sen
cennetten mi emmiştin sütünü bu güzellik nereden

neden
yanlış çıkıyor bendeki soruların o bütün cevapları
çevrilirdin beş dile 
bozkır gibi, kulunç gibi, karnaval gibi
sen yazardın sabıkamda umursamazdım; 
çeteci, maktul ve sen
serçeler nazlı olur artık bir selam versen

küçük harflerle söylerdin sen allah’ın adını
gövdemde haylaz bir telaş 
çapkın gibi, marş gibi, gramofon gibi
babalar yaşlanır kızları büyüdükçe 
takvim, romatizma ve sen
vapuru kaçırmalıyım yoksa gideceğim elden

Yorumlar